İdarelerce genellikle ihale dokümanlarında, ileri teknoloji içeren tıbbi cihazların kullanımı esnasında ortaya çıkabilecek arızalar için bakım-onarım işlemlerinin;
Yetkili servis veya ilgili cihazı üreten firmaya yaptırılması ve
Bu işlemlerde kullanılacak yedek parçaların yeni (veya yenilenmiş) ile orijinal olmasına
yönelik düzenlemelere yer verilmektedir.
İdarelerce işbu düzenlemeler, işin önemi ve özelliğine uygun olarak, sözleşmenin uygulanması aşamasında yaşanması muhtemel olumsuzluklar göz önünde bulundurularak, cihazın verimliğini ve fonksiyonelliği dikkate alınarak takdir yetkisi çerçevesinde belirlenmektedir.
Nitekim somut bir olayda, idarece ihale dokümanında bakım-onarım işlemlerinin, yetkili servis veya ilgili cihazı üreten firmaya yaptırılması ve bu işlemlerde kullanılacak yedek parçaların yeni ile orijinal olmasına yönelik düzenlemelere yer verilmiş, işbu düzenlemelerin ihaleye katılımın daraltıldığından bahisle Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikayet başvurusunda bulunulmuştur. Kamu İhale Kurumu tarafından başvuruya konu bu hususun özel uzmanlık gerektirmesi nedeni ile teknik görüşe başvurulmuştur.
Teknik görüşte söz konusu kriterlerin rekabeti daraltıcı nitelikte olduğunu belirtilmiştir. Kamu İhale Kurumu tarafından teknik görüş esas alınarak ihalenin iptaline karar verilmiştir. Söz konusu bu karar yargıya taşınmış ve Danıştay tarafından, Kamu İhale Kurumu’nca alınan teknik görüşün “rekabet ve eşit muamele ilkelerine veya idare tarafından belirlenen teknik ölçütlerin verimliği ve fonksiyonelliğine yönelik somut bir inceleme ve değerlendirmeye” dayanması gerektiği vurgulanmıştır.
Sonuç olarak, Danıştay tarafından teknik görüşün neden sonuç ilişkisi içinde somut bir inceleme ve değerlendirmeye dayanması gerektiği kabul edilerek sözleşmenin uygulanması aşamasında yaşanması muhtemel olumsuzlukları bertaraf etmek amacıyla, idarenin teknik ölçütlerin verimliğini ve fonksiyonelliğini dikkate almak kaydıyla ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlerin vasfını belirleme konusundaki takdir yetkisini kullanması hukuka aykırı bulunmamıştır.[1]
Av. Zülal BULUT
Tahir Eren DEĞER
[1] Danıştay 13. Dairesi’nin 21.11.2019 tarihli 2014/3071 E. 2019/3793 K. sayılı kararı
Comments