top of page
  • Yazarın fotoğrafıKılıç Çaylı & Partners

Adi Ortaklıkta Ortakların Borçtan Sorumluluğu

Güncelleme tarihi: 3 Şub


Adi Ortaklıkta Ortakların Borçtan Sorumluluğu
Adi Ortaklıkta Ortakların Borçtan Sorumluluğu

Adi Ortaklık Nedir?


Adi ortaklığa ilişkin hükümler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) 620 ve 645. maddeleri arasında düzenlenmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi Kanun’un 620. maddesinde, “iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla iki veya daha çok kişinin emeklerini ya da araçlarını ortak bir amaç için birleştirmeyi ve bunları ortak amacı gerçekleştirmek için kullanmayı birbirlerine karşı taahhüt ettikleri ilişkiye adi ortaklık denir.

 

Ortaklık Aracılığıyla Hukuki İlişki ve Borçtan Sorumluluk


Adi ortaklıkta borçtan sorumluluğa ilişkin olarak, ortaklığa ait borç ve ortakların şahsi borcu kavramlarının, borçtan sorumluluğa ilişkin sonuçları birbirinden farklıdır. Buna ilişkin ayrım TBK’nın 638. maddesinde yer almaktadır. Maddeye göre;


  1. “Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler.

  2. Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.” 


Ortaklar ortaklık borçlarından müteselsilen sorumludur. Burada sözleşmeden değil, doğrudan doğruya kanundan doğan bir sorumluluk söz konusudur. Bu nedenle alacaklılar, alacağın tamamını ortakların tamamından veya her birinden talep ve tahsil edebilir. Bu noktada özellikle belirtmek gerekir ki; müteselsil sorumluluk sadece hukuki işlemlerden (sözleşmelerden) değil; işletmenin elektrik, su, işçilik vb. borçlarından sorumlulukta da geçerlidir.[1]


Buna göre; ortakların şahsi borcu dolayısıyla alacaklılar o ortağın ortaklıktaki tasfiye payı üzerinden hak talep edebilirlerken, ortaklardan biri tarafından ortaklık adına üçüncü kişilerle işlem yapılması durumunda ise, diğer ortaklar da doğrudan temsil hükümlerine göre müteselsil olarak sorumlu olurlar. Yani; ortaklık adına yapılan iş ve işlemler kapsamında bir borcun doğması halinde tüm ortaklar borcun tamamından sorumludur. Ancak bu noktada ortaklık adına tek bir ortağın işlem yapmış olması halinde işlem yapan ortağın yetkilerinin sınırına dikkat etmek gerekir.


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.03.2019 tarih ve 2017/763 E., 2019/344 K. sayılı kararında;


‘’Borçlular ... Endüstri Ticaret ve Sanayi A.Ş., İpek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Serel-İpek İş Ortaklığı ve İpek- Serel İş Ortaklığı aleyhine çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı somut olayda,


İlk derece Mahkemesince, ...çeklerin bizzat adi ortaklığın kaşesi basılarak ortaklığı oluşturan temsilciler tarafından keşide edildiği, adi ortaklığı oluşturan şirketlerin icra takibinde borçlu olarak gösterildiği, adi ortaklığı temsilen idareci şerikin imzaladığı takibe konu çeklerden dolayı diğer ortakların da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.


Hukuk Genel Kurulunda yapılan inceleme neticesinde; Adi ortaklığın ticari faaliyette bulunarak, mal tedarik ettiği ve sağladığı mallara karşılık temsilcisi aracılığıyla ortaklık adına çek keşide ettiği görülmektedir. Dolayısıyla bu borç, ortakların şahsi borcu olmayıp, adi ortaklığın borcudur.


O hâlde adi ortaklığın borcu nedeniyle ortaklar müteselsilen sorumlu oldukları ve ortaklığın mal varlığı elbirliğiyle idare edildiğine göre, birlikte sorumluluk gereği adi ortaklığın borcu nedeniyle adi ortaklığa ait mal veya alacağa haciz konulabilir ve alacaklı tarafından ortaklığın mal varlığından tahsilat yapılabilir. Müteselsil sorumluluk gereğince alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Açıklanan gerekçelerle borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA” karar verilmiştir.

 

Ortaklık Sözleşmesi Kapsamında Sorumluluk


Ortaklık adına yapılan iş ve işlemlere ilişkin olarak ortaklar dış ilişkide müteselsilen sorumludurlar. Ancak TBK ilgili hükümlerine göre bu durumun aksi kararlaştırabilmektedir. Yine ortakların ortaklık sözleşmesi kapsamında sorumluluklarının oransal olarak belirlenmesi de mümkündür. Buna göre ortaklar, her ne kadar dış ilişkide müteselsilen sorumlu olsalar da, iç ilişkide sorumluluk oranları belirlenmiş ise sorumlulukları oranında diğer ortaklara rücu hakkına sahip olacaktır. İç ilişkide belirlenen sorumluluk oranlarının ise ortaklık borcuna ilişkin ileri sürülmesi mümkün olamayacaktır.


Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 30.01.2023 tarih ve 2022/8 E., 2023/315 K. sayılı kararında adi ortağın ortaklık pay oranının düşük olduğu itirazına değer verilmemiş ve adi ortaklık döneminde çalışan işçinin o döneme tekabül eden tazminat haklarının adi ortaklıktan tahsil edilmesi gerektiği belirtilmiştir.


“Taraf şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı yükleniciler tarafından çalıştırılan dava dışı işçilerin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davaların işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçilere icra takipleri sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkili tarafından ödenen 51.456,54 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesinin talep edildiği davada, ... müvekkilinin adi ortaklıktaki payı %1 olup bu oranında sorumluluk tespitinde dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir. 


Mahkemece, davacı tarafın aralarında bulunan sözleşme hükümleri gereğince, işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve fer'ilerinin tamamını talep etme hakkının bulunduğu, ancak yüklenicilerin idareye karşı kıdem tazminatının tamamından değil de işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı ve sınırlı olarak sorumlu oldukları gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının ONANMASINA,” karar verilmiştir.


Antalya BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 07.04.2017 tarih ve 2017/211 E., 2017/254 K. sayılı kararında;


Davalı vekili, F2 Yemekçilik Şirketi ile F4 Yemekçilik Şirketinin Mersin Devlet Hastanesi temizlik işini %40-%60 hisseli olarak ve pilot ortak F4 Temizlik Şirketi olarak almasına rağmen hisse miktarları dikkate alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, itirazında bulunmuş ise de; İş ortaklığının adi ortaklık niteliğinde olduğu, Adi ortaklıkta malvarlıkları bakımından elbirliği ile mülkiyet, borçlar bakımından ise müteselsil sorumluluk hükümlerine tabi olduğu, bu nedenle adi ortaklığı oluşturan her iki şirketin dava dışı işçiyi kendi çalıştırdıkları dönem ile sınırlı olarak müteselsilen sorumlu tutulmasının usül ve yasaya uygun olduğu dikkate alınarak davalı vekilinin buna yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.’’

 

Sonuç itibariyle, adi ortaklık adına yapılan borçlandırıcı iş ve işlemler ‘’ortaklık borcu’’ kapsamına girmektedir. Bu kapsamda ortaklar, ortaklık borçlarından müteselsil olarak sorumludurlar. Dolayısıyla alacaklı, adi ortaklıktaki ortaklardan birisine veya hepsine başvurarak bu alacağını talep edebilecektir. Müteselsilen sorumlu olunan bir borç nedeniyle bir ortak tarafından, ortaklık adına yapılan ödemeler, adi ortaklık ilişkisine veya sözleşmesine uygun olarak diğer ortaklara rücu edilebilir.


Av. Belemir Gencal Doğanöz

 


[1] Eren, F.: Borçlar Hukuku Özel Hükümler, s.843

bottom of page