top of page
  • Yazarın fotoğrafıKılıç Çaylı & Partners

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Neler Getiriyor?

Güncelleme tarihi: 5 Şub


Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Ne ile İlgilidir? Gerekçesi ve İçeriği Nedir?


Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi TBMM Başkanlığına 21.05.2021 tarihinde sunulduktan sonra 28.05.2021 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilmiş, takriben işbu teklif TBMM Genel Kuruluna sevk edilerek kabul edilmiştir. Kanun Cumhurbaşkanı tarafından onaylandıktan sonra Resmi Gazete’de bugün yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili düzenlemeyle Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, İl Özel İdareleri ile Belediyeler ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına olan bazı borçların yapılandırılması söz konusu olacaktır.


Kanunun gerekçesi incelendiğinde, Covid-19 pandemisinin ülke ekonomisine olan olumsuz etkilerinin azaltılması ve vatandaşların salgından en az hasarla geçirmesinin sağlanması için alınan önlemler ve sağlanan desteklerin yanı sıra birtakım düzenlemeler yapılarak vatandaşların, işletmelerin vergi ve sigorta primleri başta olmak üzere kamuya olan yükümlülükleri ertelenmiş, vergi oranlarında indirime gidilmiştir.


Daha önceden 17.11.2020 Tarihli 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile birlikte, kişi ve kuruluşların, Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret Bakanlığına, Sosyal Güvenlik Kurumuna, il özel idarelerine, belediyelere, büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerine ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına ve birçok kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlara olan kesinleşmiş borçlarının yapılandırılması ve taksitler halinde ödenmesi imkânı getirilmişti. Bununla birlikte, Covid-19 salgının küresel çapta etkisinin gün geçtikçe kritikleşmesi ve yayılımının hızla devam etmesi sonucunda yapılandırma ödemelerini gerçekleştiremeyen ya da bu yapılandırma kapsamında olmayan borçları olan vatandaşların artan isteğine yönelik olarak yeni bir düzenlemeye gidilmesi zarureti doğmuştur.


Kanunla birlikte 7256 sayılı Kanunun kapsamından sonraki dönemlerden borcu bulunan vatandaşlarla, 7256 sayılı Kanundan yararlanmak üzere başvurduğu halde gerekli ödemeleri yapmamasından kaynaklı Kanunu ihlal etmiş olanları da kapsayan şekilde kesinleşmiş alacaklar için yeniden yapılandırma amaçlandığı görülmektedir.


İhtilaf konusu olan ya da inceleme ve takdir işlemleri devam eden alacaklar için de yapılandırma imkânı getirilerek bu alacakların en kısa sürede ve şekilde Hazineye intikalinin, matrah ve vergi artırımı yoluyla ise vergilemede öngörülebilirlik müessesinin artırılmasının sağlanması ve geçmiş vergilendirme dönemlerine yönelik olası risklerin ortadan kaldırılması ile işletme kayıtlarının mevcut fiili durumlara uygun hale getirilerek kayıtlı iktisada geçişin teşvik edilmesine dair düzenlemeler yer almaktadır.


İşletmelerin bilançolarında yer alan gayrimenkuller ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler hakkında yeniden değerleme yapma imkânı sağlanmış ve bu kıymetlerin bilançolarda güncel değerleriyle yer alması yönünden düzenleme de önerilmiştir.


Dolayısıyla ilgili Kanun ile birlikte;


  • Belediyelerin su, atık su ile katı atıkla sunduğu hizmetlerinden kaynaklanan ücret alacakları, almış olduğu bazı payları, Büyükşehir Belediyelerinin katı atık ücretleriyle birlikte su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacaklarının yapılandırma konusu olacağı,

  • Türkiye Barolar Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonunun bazı alacaklarının da yapılandırma konusu olacağı,

  • Henüz kesinleşmemiş ya da yargı aşamasında olan resen ya da idarece yapılan vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerinin çeşitli oranlarla yeniden yapılandırılacağı,

  • Mükelleflerin Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarını artırarak belirtilmiş olan tarih ve koşullara uygun şekilde ödemeleri kaydıyla, artırımda bulunmuş oldukları yıllar hakkında yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi incelemesi ve işbu yıllar için bu vergi türleri için başka bir tarhiyatın yapılmayacak oluşu,

  • Karşılıksız çıkmış çek, protesto edilmiş olan senet, kredi kartı ve diğer kredi borçları hakkında zamanında ödeme yapmamış kişiler hakkında yükümlülüklerini yerine getirmeleri halinde geçmiş ödeme performanslarına dair olumsuz kayıtların incelenmeyeceği ve dikkate alınmayacağı,

  • Borçluların taksitle ödeme yapmak istemesi halinde başvuru esnasında 6, 9, 12 ya da 18 eşit taksitte ödeme olanağından birini tercih edebileceği,

  • Yapılandırma konusu edilmiş borç tutarının kanunda öngörülmüş olan koşulda ve sürede ödenmemesi durumunda vade tarihinde değişiklik yapılmayacağı,


hususları hakkında birtakım düzenlemeler yapılmıştır.


Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Kapsamı Uyarınca Yeniden Yapılandırma Konusu Olan Alacaklar Nelerdir?

Yapılandırmaya konu alacakların ait olduğu idareler; Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, il özel idareleri, belediyeler, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) olarak belirtilmiştir. (Madde 1)


Genel olarak, Yeniden Yapılandırmaya konu alacakların belirlenmesinde 30.04.2021 tarihinin esas alındığı görülmektedir.


Ancak düzenleyici ve denetleyici kurumlarca verilen idari para cezaları, Covid-19 ile mücadele kapsamında verilen idari para cezalarıyla tütün ve tütün mamulleri kullanımından kaynaklanmış olan idari para cezaları hariç tutulmuştur.


Kanun ile 30.04.2021 tarihi esas alınarak yapılandırmaya tabii olacak alacaklar şunlardır;


  • Vergi Usul Kanunu kapsamına giren ve beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri ve gecikme zamları,

  • 2021 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksidi hariç tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,

  • Yapılan tespitlere dair vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları, idari para cezaları,

  • Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığı tahsil daireleri tarafından takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları, SGK tahsil daireleri tarafından takip edilmekte olan ve belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk etmiş olduğu halde ödenmemiş alacaklar,

  • Özel nitelikteki inşaatlar ve ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunmuş eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanmış sigorta primiyle bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

  • Sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer’i alacakları,

  • İlgili kanunları gereğince takip edilen 2021 yılı nisan ve önceki aylara dair damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payıyla bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,

  • Bu idarelerin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip ve tahsil ettiği diğer alacakları (Adli para cezaları hariç olmak üzere),

  • Belediyelerin, su, atık su ve katı atık gibi alacakları


Kanun kapsamına alınmıştır.


Ayrıca işletmede mevcut olmasına rağmen kayıtlarda yer almayan ya da kayıtlarda yer almasına rağmen işletmede bulunmayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların beyanına ilişkin düzenleme yer aldığı hususu da düzenlenmektedir.


Kapsam Dâhilindeki İdarelere Bağlı Tahsil Daireleri Tarafından Takip Edilen Kesinleşmiş Amme Alacakları Nelerdir?


  • Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan; vergiler ve vergi cezaları, bazı idari para cezaları,

  • 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen bazı alacaklar, gümrük vergileri ve idari para cezaları ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, gecikme cezası gibi fer’i alacaklar,

  • İhtirazi kayıtla verilmiş olan beyannameler üzerine tahakkuk etmiş alacakların da kesinleşmiş alacak olarak yapılandırılacağı düzenlenmiştir.


Her bir taşıt için Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi, taşıta ilişkin idari para cezaları ile geçiş ücretinin en az % 10’unun ödenmesi şartıyla taksit ödeme süresince fenni muayene izni verileceği hususu da belirtilmiştir.


Yukarıda bahsi geçen alacaklar için yapılandırma fırsatından yararlanmak isteyen borçluların ise bahsi geçen diğer şartlara ek olarak dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gerektiği hüküm altına alınmıştır.


Kapsam Dâhilindeki Kesinleşmemiş veya Dava Safhasında Bulunan Amme Alacakları Nelerdir?


  • Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatlarıyla gümrük vergilerine ilişkin tahakkukların yapılandırılması,

  • Kanunun yayımı tarihi ile ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatlarıyla gümrük vergilerine ilişkin tahakkukların yapılandırılması düzenlenmiştir.

  • Sadece vergi cezalarına - gümrük yükümlülüğüne dair idari para cezalarına dair dava açılmış olması halinde ödenecek tutarla ilgili düzenleme yapılmaktadır.

  • Kanun kapsamında olan idari para cezalarından ihtilaflı olanların yapılandırılması,

  • Kanun kapsamında olan ecrimisillerden ihtilaflı olanların yapılandırılması düzenlenmiştir.


Ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son kararın, tarhiyata/ tahakkuka/idari yaptırım kararına/ecrimisile dair ihbarname/düzeltme ihbarnamesine yönelik verilmiş olan ve bu Kanunun yayımından önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karar olduğu belirtilmek kaydı ile Kanun uygulamasında hangi kararın esas alınacağına yönelik temel ilke belirlenmektedir.


İşbu alacaklar nezdinde yapılandırmadan yararlanabilmek için başvuruda bulunan fakat bu Kanunda belirtilmiş olan ödeme koşulunu yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata- tahakkuka - idari yaptırım kararına - ecrimisile dair ihbarname/düzeltme ihbarnamesine göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmadan takip edileceği hususu vurgulanmış ve Kanundan yararlanma hakkının kötüye kullanılmasının engellenmesi amaçlanmıştır.


Kanunun Yayımı Öncesinde Başlamış Olmakla Birlikte Tamamlanamamış Olan Vergi İncelemeleri ve Takdir İşlemlerine Devam Edilecektir.


İlgili Kanun 4.maddesi ile Kanunun Yayımından önce başlamış olmakla birlikte, tamamlanamayan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edileceği belirtilmiştir.


Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin yapılandırılması düzenlenmiş ve bu olanaktan yararlanma, ihbarname tebliğine bağlı başvuru ve ödeme süreleri belirtilerek kurala bağlanmıştır.


Ek olarak, Kanundan yararlanmak için ise genel başvuru süresi içinde tebliğ edilen ihbarnameler için farklı başvuru süresi ve birinci taksit ödeme süresi belirlenmiştir. İştirak nedeniyle kesilmiş vergi ziyaı cezaları, vergi aslına bağlı şekilde hesaplanmakta ise de verginin mükellefi ve cezaya muhatap olan kişiler farklıdır. Bu yüzden, bu fiiller nedeniyle cezayla karşılaşanların madde hükmünden yararlanma şartları farklı bir şekilde düzenlenmiştir. Kanunun kapsadığı dönemlerle ilgili, Kanunun yayımından önce pişmanlık talebi ile verilmiş olan ödeme koşullarının ihlal edildiği beyannamelerle, kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımı ile henüz tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları için bu hükümlerin uygulanacağının düzenlenmiş olduğu görülmektedir.


Aslına bağlı vergi cezalarının tahsilinden vazgeçilebilmesi için ise verginin bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya bu Kanunda belirtildiği şekil ve koşulda ödenmiş olması gerekmektedir. İşbu Kanunun kapsadığı dönemlere yönelik, Kanunun yayımından önce tamamlandığı halde bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ile vergi inceleme raporları üstüne gerekli tarh ve tebliğ işlemlerinin yapılması ve maddede belirlenen tutarın, belirtilen süre içerisinde ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılması sağlanmıştır. Ayrıca, mükelleflerin işbu olanaklardan yararlanabilmeleri için ilgili süre ve şekilde ödeme yapmaları ile dava açmamaları şartı getirilmiştir.


Benzer düzenlemenin gümrük vergisi için de getirildiği görülmektedir.


Kanunun yayımı tarihi ile 213 sayılı Kanun gereğince uzlaşma talebinde bulunulmuş, fakat uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla beraber vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar da bu madde hükmünden faydalanacağı belirtilmiştir.


Öte yandan, bu hükümden yararlanan mükelleflerin, 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma, vergi cezalarında indirim, 4458 sayılı Kanunun uzlaşma, 5326 sayılı Kanunun peşin ödeme indirimi ve 2886 sayılı Kanunun 75 inci maddesindeki indirim hükümlerinden yararlanamayacağı düzenlenmiştir.


Matrah ve Vergi Artırımı Hususları Düzenlenen Konulardan Biridir.


Mükellefler tarafından çeşitli sebeplerle eksik beyan edilmiş veya beyan dışı bırakılmış geçmiş yıl gelirlerinin belirtilmiş olan oran ve tutarlar ile beyan edilmesi sağlanmıştır. Beyan edilecek gelirlere uygulanacak olan oran ve tutarların tespitinde ekonomik gelişmelere uygun tespit edilen matrahlar esas alınmıştır. Böylelikle mükelleflere, vergi cezaları ve gecikme faizlerine uğramadan, vergilerini ödeme imkânı sağlanmış ve artırımda bulunulan vergiler ve dönemler için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmamak şartıyla bu kişilerin gelirlerinin doğru beyan edilmesi teşvik edilmeye çalışılmıştır.


Matrah artırımında bulunan mükelleflerin beyan edecekleri ve üstünden vergi hesaplanacak olan matrahlar hakkında asgarî tutarlar belirlenmiş olup daha önce zarar beyan edilmiş olması, indirim veya istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş veyahut ilişkin yıllarda faaliyette bulunulmuş veya gelir elde edilmiş olsa da bu faaliyetlerin ve gelirlerin vergi dairesinin bilgisi dışında bırakılması ve matrah bulunmaması durumlarıyla mükelleflerce beyan edilen matrahlara uygulanacak oranlar sonucu bulunan matrahlara alt sınır getirilmiştir.


Kurumlar vergisi mükelleflerinin artırımda bulundukları kurumlar vergisi matrahları ile birlikte 193 sayılı Kanunun geçici 61. maddesine göre vergi tevkifatına tabii kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen vergileri de artırmaları şartı da düzenlenmiştir.


Kısaca, Katma değer vergisi mükelleflerinin vergi artırımında bulunmaları ile, mükelleflere; artırımda bulundukları dönemlerde KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatına muhatap tutulmamaları imkânı sağlanmıştır. Artırıma temel alınan miktar, yıl içinde verilen KDV beyannamelerinde gösterilmiş “hesaplanan katma değer vergisi”nin yıllık toplamıdır. Hesaplanan KDV, indirimlerden önceki vergi tutarı olacaktır.


Artırıma temel tutulan tutarla ilgili olarak, “ödenmesi gereken KDV” yerine “Hesaplanan KDV”nin esas alınması; indirimler yüzünden bazı dönemlerde beyannamede ödenecek KDV çıkmaması sebebiyle ilgilidir. Artırıma esas tutarın daha objektif bir temele dayandırılması ve uygulanabilirliğin sağlanması amacıyla “Hesaplanan KDV” kavramının tercih edildiği görülmektedir. Mükelleflerin sorumlu sıfatıyla verdikleri KDV beyannamelere dair bu madde hükmünden yararlanmalarının söz konusu olmadığı düzenlenmiştir. Öte yandan, sorumlu sıfatıyla beyan edilmiş olan vergiler, vergi artırımına yönelik yıllık toplam tutarın hesabında dikkate alınmayacaktır.


Matrah veya vergi artırımında bulunan mükelleflerin, defter ve belgeleri incelenmeyecek ve artırıma konu olan vergilerle ilgili olarak tarhiyat yapılmayacaktır.


İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi Hakkındaki Düzenlemeler Nelerdir?


Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil) işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşlarınca tespit edilecek rayiç bedeliyle, Kanunda öngörülen süre dahilinde vergi dairelerine bir envanter listesiyle bildirmeyle defterlerine kaydedebileceklerdir. Bu durum ile birlikte gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yasal kayıtlarının gerçek ve fiili durumu yansıtır bir hale getirilmesi hedeflenmiştir.


Mükelleflerin işletmelerinde bulunmasına rağmen, kayıtlarında yer almayan basılı kitap ve süreli yayınları, kendilerince ya da bağlı oldukları meslek kuruluşlarınca tespit edilecek rayiç bedel üzerinden %4 oranında KDV hesaplamak ve ilgili sürede ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edip ödemek kaydı ile defterlerine kaydedebilecekleri düzenlenmiştir. Ödenen bu vergi hesaplanan KDV’den indirilebileceği fakat iadeye konu edilemeyeceği düzenlenmiştir.


Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun Uygulanmasına İlişkin Ortak Hükümler Nelerdir?


İlgili Kanun 9.maddesinde başvuru ve ödeme şekilleri düzenlenmektedir. Buna göre,


Başvuruda bulunan mükelleflerin borçlarını genel olarak ikişer aylık süreler ile on sekiz eşit taksitte ödemeleri düzenlenmiş, ek olarak daha az sürede ödeme olanakları da düzenlenmiştir. Fakat yapılandırılacak borçların taksitler halinde ödenmek istenmesi halinde, işbu borçlar maddede belirtilen katsayılara göre arttırılmış şekliyle ödenecektir.


Borçların, ilk taksit ödeme süresinde ve peşin ödenmesi durumunda, ilgili maddeler uyarınca yapılandırılmış olan borçlar hakkında ek bir mali yaptırım uygulanmayacağı, erken ödemeyi teşvik içinse yapılandırılmış borçlardan indirim yapılacağı hususları düzenlenmiştir. Böylelikle, yapılandırılan alacağın ilk taksit ödeme süresi içinde tümüyle ödenmesi koşul ve şartına bağlı olarak fer’i alacaklar yerine hesaplanmış olan Yİ-ÜFE tutarından %90 oranında, ilk iki taksit içinde ödenmesi durumunda ise %50 oranında indirim yapılacağı düzenlenmektedir.


Kanuna göre yapılandırılacak olan borçlar altı, dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte ödenebilecektir. Borçluların ödeme seçeneklerinden birini başvuruları sırasında tercih etmeleri gerekecektir. Tercih edilmiş taksit süresinden daha uzun sürede ödeme yapılması mümkün olmamakla birlikte daha kısa sürede ödeme yapılması ise mümkün bulunmaktadır. Bu durumda ise ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilecektir.


Kanun'un 9.maddesinin 15.fıkrasında ise, bu Kanun'un yayımlandığı tarihten önce yapılan ödemelerle bu Kanun kapsamındaki alacaklara karşılık yapılan ödemelerin, sonradan iadesini önlemek amacıyla red ve iade yapılmayacağı düzenlenmiştir.


Ancak, dava konusu olan tarhiyatlar ile idari para cezası ve ecrimisillere karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödeme yapılmış olması halinde, ödenen işbu tutarların; ilk derece mahkemesinde devam eden davalarla, ilk derece mahkemesince daha önce verilmiş terkin kararları hakkında kesinleşmemiş ve dava safhasında olan alacaklara dair hükümlerden yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile nakden ya da mahsuben iade edilebileceği yönünde istisna getirilmiştir.


Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) Aylık Değişim Oranı Nasıl Belirlenmiştir?


Kanun ile birlikte, düzenlemenin uygulama aşamasında kullanılacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, "Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği;


  • 31 Aralık 2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını,

  • 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını,

  • 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını,

  • 1 Kasım 2016 tarihinden itibaren aylık yüzde 0,35 oranını"


belirteceği düzenlenmiştir.


Borcunu Ödemiş Olanların ve Yapılandıranların Olumsuz Kayıtlarının Dikkate Alınmayacağı Düzenlenmiştir.


Karşılıksız çıkmış olan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarını zamanında ödeyemedikleri için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine bu durumu bildirilmiş olan ilgililerin, kredi müşterilerinin yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde geçmiş ödeme performanslarına dair olumsuz kayıtlarının dikkate alınmayacağı düzenlenmiştir.


Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanun'a eklenmiş olan geçici madde uyarınca anapara ve/veya taksit ödeme tarihi 20 Mayıs 2021 tarihinden önce olup; kullandığı kredilerin anapara, faiz veya ferilerinin ödemelerini geciktiren gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarıyla alakalı olarak Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezindeki kayıtları, işbu borçların ödenmesinin geciktiği kısmının 31 Aralık 2021 tarihine dek tamamının ödenmesi ya da yeniden yapılandırılması durumunda, bu kişilerle yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlarca dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.



Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun

79 görüntüleme0 yorum
bottom of page