top of page
  • Yazarın fotoğrafıKılıç Çaylı & Partners

Vergilendirmeye Dayanak Hükmün Anayasa Mahkemesi'nce İptal Edilmesi Kararı Geriye Yürür mü?

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 07.06.2023 Tarihli ve 2023/2 E., 2023/4 K. Sayılı Kararı



Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında Tebliğ uyarınca, yatırım programında yer alan kamu yatırımlarından uluslararası ihaleye çıkarılanların ihalesini kazanan veya yabancı para ile finanse edilenlerin yapımını üstlenen firmaların faaliyetleri döviz kazandırıcı faaliyetler arasında sayılmıştır. Dolayısıyla bu kapsamdaki faaliyetler, damga vergisinden muaf tutulmaktadır.


Bu muafiyet kapsamında değerlendirilecek faaliyetlerin belirlenmesi için, uluslararası ihale kavramının tanımlanması gerekmektedir. 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun ek 2’nci maddesinde, uluslararası ihale, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerli ve yabancı firmaların ayrı ayrı veya birlikte iştirakine açık olarak çıkılan ve yabancı firmalarca da teklif verilen ihale olarak tanımlanmıştır.


Ancak Anayasa Mahkemesi’nin 24.12.2020 tarih ve 2020/15 E., 2020/78 K. sayılı kararı ile, bir ihalenin uluslararası ihale olarak tanımlanabilmesi için, yabancı firmalarca ihaleye teklif verilmiş olması zorunluluğu kaldırılmıştır.


Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra, yabancı firmalarca teklif verilmediği için uluslararası ihale olarak nitelendirilmeyen ve damga vergisinden muaf tutulmayan ihalelere ilişkin damga vergisi ödeyen firmalar tarafından, ödenen damga vergisinin iadesi talebiyle şikâyet ve düzeltme yollarına başvurulmuştur.


Konuya ilişkin yargı kararları incelendiğinde, bu kapsamda damga vergisinin iadesine ilişkin yapılacak başvuruların, Anayasa Mahkemesi kararının geriye yürümesi suretiyle düzeltme ve şikâyete konu edilip edilmeyeceğine ilişkin çelişkili kararlar bulunmaktadır.


Uygulamadaki tezatlığı ortadan kaldırmak adına, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 07.06.2023 tarihli ve 2023/2 E., 2023/4 K. sayılı kararı (“VDDK Kararı”), 22 Temmuz 2023 Tarihli ve 32256 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.[1]


Vergilendirme İşleminin Dayanağı Olan Kanun Hükmünün AYM Kararı ile İptal Edilmesi, Karardan Önce Yapılan Vergilendirme İşlemlerinin Düzeltme ve Şikâyete Konu Edilmesine İmkan Vermez.


İlgililer tarafından vergilendirme işlemine karşı düzeltme ve şikâyet yollarına başvurulabilmesinin ön koşulu, söz konusu vergi hatasının hukuki yorum gerektirmeksizin, ilk bakışta anlaşılabilecek nitelikte olan bir hata mahiyetinde olmasıdır.


Dolayısıyla VDDK kararında, uygulamadaki çelişkili kararların, vergilendirme işleminin dayanağı olan hükmün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi durumunda, yürürlükte olduğu dönemde bu kanun hükmüne istinaden yapılmış işlemlerin vergi hatası kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında ortaya çıkan farklı görüşlerden kaynaklandığı tespit edilmiştir.


Belirtmek gerekir ki, Anaysa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceğine ilişkin kuralın nasıl yorumlanması gerektiğine ilişkin doktrinde ve içtihatlarda farklı görüşler mevcuttur. Dolayısıyla, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından, somut uyuşmazlığın hukuki yorum tekniği gerektirdiği kanaatine varılmıştır.


Hukuki yorum gerektiren bir vergi uyuşmazlığına yönelik olarak, açık bir vergilendirme hatasından bahsedilemeyeceğinden, düzeltme ve şikayet başvurusuna konu edilmesinin mümkün olmayacağı kanaatine varılmıştır[2].


Bu nedenlerle, VDDK kararında, vergilendirme işleminin dayanağı olan kanun hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi halinde, yürürlükte olduğu dönemde bu kanun hükmüne dayanılarak tesis edilen işlemlerin vergi hatası kapsamında değerlendirilemeyeceği hükme bağlanmıştır[3]. Bu çerçevede tesis edilen işlemlere yönelik olarak düzeltme ve şikayet yollarına başvurulması mümkün değildir.


Av. Deniz KARADUMAN

Melike ATASAYAR


[1] İlgili karara buradan ulaşabilirsiniz. [2] VDDK kararında, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 10.06.1993 tarih ve 1992/1 E., 1993/2 K. sayılı kararına atıf yapılarak, işbu kararda da içtihadı birleştirme kararı verilmeden önceki dönemlerde bu karara aykırı şekilde uygulanan vergilendirme işlemlerinin vergilendirme hatası kapsamında değerlendirilemeyeceğinin belirtildiği aktarılmıştır. Sonuçları bakımından Anayasa Mahkemesi iptal kararları ve Danıştay içtihatları birleştirme kararlarının benzerlik gösterdiği göz önünde bulundurularak, AYM kararları bakımından da benzer bir yorum yapılması gerektiği kanaatinde varılmıştır. [3] Kararda karşı oy bulunmaktadır.

bottom of page