Dijital Hizmet Vergisinin Konusu ve Mükellefi
7 Aralık 2019 tarihli ve 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Kanun ile Dijital Hizmet Vergisi hakkında kanun yayımlanmıştır. Verginin adından da anlaşılacağı üzere verginin konusunu dijital hizmetler oluşturmaktadır. Kanunda bu dijital hizmetler 4 şekilde sınıflandırılmıştır.
1) Reklam hizmetleri
Bu sınıflandırma video izleme sürecinde yayınlanan her türlü işitsel, görsel veya yazılı reklamdan açılır pencere reklamlarına (pop-up gibi); bant reklamlarından bu reklamların sunulmasına ilişkin teknik hizmetlere kadar birçok alanı kapsamaktadır.
2) Dijital içeriğin yine dijital ortamda satışı ile yine dijital ortamda kullanılmasına yönelik hizmetler
Bu sınıflandırma ise elektronik cihazlarda kullanılan yazılım ve uygulamaların, çevrimiçi ya da çevrimdışı oynanmasına bakılmaksızın her türlü dijital oyunun ve bunlara ilişkin ek paketlerin satışından elde edilen geliri kapsamaktadır. Yani akıllı saatinizi kullanırken bu cihazın çalışmasını sağlayan yazılım bu vergi kapsamı içerisinde yer almazken (BKZ: DİJİTAL HİZMET VERGİSİ UYGULAMA TEBLİĞİ) akıllı saatinize çevrimiçi mağaza üzerinden ücretini ödeyerek indirdiğiniz ya da kullanımı sırasında ücretli abone olduğunuz bir uygulama bu vergi kapsamında yer almaktadır.
3) Kullanıcıların birbirleriyle iletişime geçebileceği dijital ortamın sağlanmasına yönelik hizmetler
Dijital ortamda mal veya hizmet satışları dolayısıyla malı satan veya hizmeti ifa eden tarafından elde edilen hasılat verginin konusuna girmezken kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetlerden elde edilen gelir dijital hizmet vergisine tabiidir. Örneğin 3. Kişilere ellerindeki ürünün satışı için kolaylık sağlayan Y firması da sağladığı bu hizmetten elde ettiği hasılat üzerinden vergilendirmeye tabi tutulacaktır.
4) Üstte sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda verilen aracılık hizmetleri
Örnek olarak bir malın farklı satıcı ve dijital ortamlardaki satış bedellerini karşılaştırmalı olarak sıralama veya filtreleme hizmeti sunarak gelir elde edilmesi hali de bu vergi kapsamında değerlendirilecektir.
Yukarıda açıklanan hizmetleri sunanlar da dijital hizmet sağlayıcıları olarak tanımlanmıştır.
Verginin mükellefi ise dijital hizmet sağlayıcılarıdır. Güncel olarak kullanmakta olduğumuz sosyal medya ağları (Facebook, Twitter, LinkedIn…), internet üzerinden satış yapılmasına imkan sağlayan servisler (Sahibinden, YemekSepeti, Letgo … ), çevrimiçi reklam servisleri (Google Adsense, Adwords), dijital olarak sunulan hizmetler (Netflix, Apple Music, Spotify) ve çevrimiçi oyunlar da vergi mükellefi sayılacaktır.
Mükellefin Türkiye’de ikametinin bulunmaması vb. sebeplerden dolayı verginin alınması konusunda birtakım sorunlar ile karşılaşılması durumunda ise Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınmasının sağlanması amacıyla ödemeye aracılık edenleri ya da vergiye tabi işlemlere taraf olanları sorumlu tutabilmektedir.
Muafiyet ve İstisna Halleri
Dijital hizmet vergisinde muafiyet hali için şu düzenleme yapılmıştır; ilgili hesap döneminden önceki hesap döneminde Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan (muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından) az olanlar dijital hizmet vergisinden muaf tutulmuştur. Cumhurbaşkanı bu sınırları sıfıra indirmeye ve 3 katına kadar artırmaya yetkili kılınmıştır. Söz konusu sınırların aşılıp aşılmadığının tespitinde, hesap döneminin üçer aylık dönemlerinin sonu itibarıyla ilgili hesap dönemi içinde elde edilen kümülatif hasılat dikkate alınır. Hesap dönemi ise bir takvim yılını ifade eder.
Yasa koyucu, muafiyetin ortadan kalkması için iki sınırın da aşılması gerekliliğini aramıştır. Sınırların aşılması halinde muafiyet sona erecek ve sınırın aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme döneminden itibaren dijital hizmet vergisi mükellefiyeti başlayacaktır. Dijital hizmet vergisi için birer aylık vergilendirme dönemleri öngörülmüştür. Ayrıca art arda iki hesap döneminde (iki takvim yılı) belirtilen sınırların herhangi birinin altında kalınması halinde tekrar muafiyet başlayacaktır. Ancak muafiyet şartında bahsi geçen hesap dönemi ile vergilendirme dönemini karıştırmamak gerekir.
Muafiyet durumunun şirketten şirkete değişmesi nedeniyle rekabet ortamının değişeceği öngörülebilir. Şöyle ki, kanun çerçevesinde dijital hizmet vergisini ödemiş ve maliyet nedeniyle fiyat yükseltmiş olan sağlayıcıların sunduğu ürün ve hizmetler ile belirlenen sınırları aşmayan muafiyet sahibi sağlayıcılar tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin arasında fiyat farkı oluşacaktır.
Aşağıda sayılan hizmetlerden elde edilen gelir ise dijital hizmet vergisinden istisna tutulmuştur.
406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun ek 37. maddesi kapsamında üzerinden Hazine payı ödenen hizmetler
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39. maddesi kapsamında üzerinden özel iletişim vergisi alınan hizmetler
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesi kapsamındaki hizmetler
5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünlerin satışı ile bu ürünler üzerinden sunulan hizmetler
6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un 12. maddesi kapsamında yer alan ödeme hizmetleri
Dijital hizmet vergisine ilişkin istisna/muafiyetlerin sadece Dijital Hizmet Vergisi Kanunu’nda düzenlenmesi gerekmesi ve diğer kanunlarda yer alan istisna/muafiyet hükümleri bu vergi bakımından geçersiz olması hususları dikkat çeken bir diğer düzenlemedir.
Oran ve Matrah
Cumhurbaşkanının %1’e kadar indirmeye ve iki katına kadar artırmaya yetkili olduğu oran %7,5 olarak belirlenmiştir. Dijital hizmet vergisi, verginin kapsamına giren hizmetlere ilişkin geçerli vergi oranının matraha uygulanması suretiyle hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan verginin matrahından gider, maliyet ve vergi adı altında herhangi bir indirim yapılamayacağı gibi, Katma Değer Vergisi’nde olduğu gibi verginin fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilemeyeceği düzenlenmiştir.
Ancak Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi’nden farklı olarak, 7194 sayılı Kanun’a (md.6) göre dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen dijital hizmet vergisi, bu mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.
Güvenlik ve Yaptırım
Beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresi içinde yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarına bu yükümlülükleri yerine getirmesi için ihtarda bulunur ve bu durum Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde ilan edilir. İlandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilir.
Tahir Eren DEĞER
Comments