top of page
Yazarın fotoğrafıKılıç Çaylı & Partners

İş Kanunu 25/2-e Maddesi Uyarınca Haklı Nedenle Fesih ve İspat Sorunu

İşçinin, İşveren Bünyesinde Çalışan Bir Diğer İşçiye Karşı Haksız Fiil Niteliğindeki Bir Davranışının Haklı Nedenle Feshi Gerektirip Gerektirmeyeceği ve Bu Kapsamda Oluşabilecek Riskler



İş Kanunu 25/2-e Maddesi Uyarınca Haklı Nedenle Fesih ve İspat Sorunu: İşçinin, İşveren Bünyesinde Çalışan Bir Diğer İşçiye Karşı Haksız Fiil Niteliğindeki Bir Davranışının Haklı Nedenle Feshi Gerektirip Gerektirmeyeceği ve Bu Kapsamda Oluşabilecek Riskler
İşyerinde Hırsızlık

İş Kanunu madde 25/2-e bendi;


‘’ e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.’’


şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninde işçi tarafından yapılan eylemler sınırlandırılmamış, ‘gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar’’ olarak belirtilmiştir.


İşçinin iş akdi, bir başka işçiye karşı işlediği dolandırıcılık/hırsızlık suçunun, işçinin işverene karşı doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar niteliğinde olduğu kabul edilebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.11.1985 tarihli 1984/9-411 E. 1985/906 K. sayılı kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir: 


“İşyerinde diğer bir işçinin parasını alan işçinin iş sözleşmesinin tazminatsız olarak feshi yasaya aykırı değildir.”


Bu kapsamda işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Dolayısıyla işçinin iş akdinin haklı nedenle feshi imkânı bulunmaktadır. Ancak işçinin bu haksız fiili yani dolandırıcılık veya hırsızlık suçunu işlediği kesin nitelikte olup olmadığı, işverenin elinde bulunan kanıt niteliğindeki bilgi ve belgeler önem arz edecektir. Mağdur olan işçinin savcılık nezdinde şikayeti söz konusu olsa dahi henüz kanıtlanmış bir suçtan bahsetmek mümkün değilse işveren tarafından yapılacak feshin haklı nedenle olup olmadığı tartışılmalıdır. Bu durumda ispat yükü işverende olduğundan, olası bir davada haklı nedenle fesih gerekçeleri ispat edilemediği takdirde; fiilin haklı nedenle fesih ağırlığında olmadığı; ancak iş ilişkisinin işverence sürdürülmesinin imkansız olduğu gerekçesiyle feshin geçerli fesih olduğu veya ispatlanamama nedeniyle feshin haksız olduğu belirtilerek mahkemelerce işçinin işçilik alacaklarına ilişkin davası veya işe iade davası kabul edilebilecektir.


Yargıtay kararlarında ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlamayacağı; ancak ceza yargılamasına dair karar bulunmasının ispat açısından değerlendirilmesi gereken bir husus olduğu belirtilmektedir.


‘’Buna göre, davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışta bulunduğunun kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu, davalı işverence yapılan feshin 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25/II-e maddesi uyarınca haklı nedene dayandığı açıktır. Mahkemece, şartları bulunmayan kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken, ceza dosyasının sonucu beklenmeden ve gerekçesi de açıklanmaksızın taleplerin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.’’ (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2017/10884 K. 2019/6965 T. 27.3.2019)


‘’…bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.


Buna göre, ceza yargılamasının sonucunun beklenerek, sonucuna göre feshin haklı ya da geçerli nedene dayanıp dayanmadığının belirlenmesi için kararın bozulması gerekmiştir.’’ (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2019/1282 K. 2019/13361 T. 17.6.2019)


Ceza davasında beraat halinin hukuk yargılamasını etkilemeyeceğine ancak dosyada delil durumunun değerlendirilmesi gerektiğine dair kararlar da bulunmaktadır.


‘’Davacı işçi Antalya havalimanında güvenlik görevlisi olarak çalıştığı noktada unutulan saati görev noktasından ayrılırken cebine koyduğu, polisler geldikten sonra saatle ilgili çağrıldığı ve saatin çekmecede olduğunu beyan ettiği ve saati cebinden çıkartıp avucunun içinde saklayarak çekmeceye doğru uzatıp çekmeceden almış gibi yaptığı, bunu orada bulunanlar ve polislerin gördüğü, dosya içindeki bilgi, belgelerden ve özellikle davacının polis merkezinde verdiği ifadeden anlaşılmaktadır.


Davacı hakkında açılan ceza davasından beraat etmesi Hukuk Hakimi açısından bağlayıcı olmayıp dosya içindeki delil durumu değerlendirildiğinde davacının ifadesinde geçen eyleminin doğruluk ve bağlılığa aykırılık oluşturduğu kabul edilmelidir.’’ (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2017/13340 K. 2019/15415 T. 9.9.2019)


Delillerin yeterli olması halinde ise işlenen suçun doğruluk ve bağlılığa aykırı olduğu bu nedenle haklı feshin söz konusu olduğuna dair Yargıtay kararları bulunmaktadır.


‘’Davacı işçinin yaşlı bakımevinde kalan sakinin odasına girdiği kamera kayıtları ve kendi beyanıyla sabit olup davacının dolap dahil bu sakinin odasını ve özel eşyalarını karıştırdığı, odada kalan şahsa ait bıçağı aldığı, her ne kadar bu bıçağın odada bulundurulması işyeri kurallarına aykırıysa da davacının bu bıçağı işyeri yetkililerine teslim etmesi gerekirken etmediği ve olay soruşturmaya konu edilene kadar da bu konuda sessiz kaldığı anlaşılmaktadır.


Sonuç olarak davacının davalı bakımevinde kalan bir sakinin odasına kurumdan ve bu sakinden izin almadan girdiği, özel eşyalarını karıştırdığı ve bu esnada bulduğu bıçağı da aldığı sabit olmakla davacının bu davranışlarının yukarıda açıklanan 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin ( II ) hükmü kapmasında doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar olduğu anlaşıldığından iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmakta olup yazılı gerekçeyle davacının işe iadesine karar verilmesi hatalıdır.’’ (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2018/8767 K. 2019/6658 T. 25.3.2019)


Sonuç olarak;


  • İşverenin, İş Kanunu 25/2-e bendi kapsamında, işçinin iş akdini haklı nedenle feshetmek istemesi halinde somut olayın doğruluğunu iyi tahlil etmesi gerektiği,

  • Bu hususta elinde bulundurduğu delillerin önem arz ettiği,

  • Yapılacak ceza yargılamasının sonucunun hukuk dosyasında yapılacak yargılamada belirleyici nitelikte olabileceği,

  • İşçinin hukuka aykırı fiilinin ispatlanamaması halinde işverene karşı açacağı davasının kabul edilme riskinin bulunduğu,


değerlendirilmektedir.


Av. Belemir GENCAL DOĞANÖZ

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page