top of page
  • Yazarın fotoğrafıKılıç Çaylı & Partners

Arabuluculuk Kanununda Anayasa Mahkemesi İptali

Anayasa Mahkemesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin 11. Fıkrasındaki Hükümleri Anayasaya Aykırı Bularak İptal Etti



Anayasa Mahkemesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin 11. Fıkrasındaki Hükümleri Anayasaya Aykırı Bularak İptal Etti
Arabuluculuk Kanununda Anayasa Mahkemesi İptali

18 Nisan 2024 Tarihli ve 32521 Sayılı Resmî Gazete ‘de “Anayasa Mahkemesinin 14/3/2024 Tarihli ve E: 2023/160, K: 2024/77 Sayılı iptal Kararı” yayımlanmıştır.[1]


Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına konu olan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11 numaralı fıkrasında;


“Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” hükmü yer almaktadır.


Anayasa Mahkemesi kararında özetle şu değerlendirmelerde bulunulmuştur:


  • Mazeret göstermeksizin arabuluculuk ilk toplantısına katılmayan tarafın haklılık durumu gözetilmeden, yargılama giderlerine katlanması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin aşırı bir külfet olduğu,

  • Kanun'un 18/A maddesine bakıldığında, caydırıcılık etkisiyle arabuluculuk faaliyetine katılımı artırmak, usul ekonomisi kapsamında mahkemelerin iş yükünü azaltmak, yargılama sürecinin gereksiz yere uzamasını engellemek ve adalete erişimi kolaylaştırmak, gibi amaçlarla bir kısıtlama yapıldığı görülebileceği, fakat temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamaların Anayasa'da gösterilen sınırlama sebeplerine uygun, yalnızca kanunla ve ölçülü şekilde yapılması gerektiği, 

  • Yargılama sonucunda tamamen haklı çıkan tarafın, arabuluculukta ilk toplantıya katılmadığı sebebiyle lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerine maruz bırakılması ölçülülüğe uymadığını,

  • Anayasa Mahkemesi ilgili hükmü, mülkiyet hakkı ve mahkemeye erişim hakları arasındaki adil dengeyi kişi aleyhine bozduğu, orantısız bir sınırlama olduğu,


Gerekçeleriyle ilgili kanun hükmünün “...bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” bölümünü Anayasa’nın 13., 35. ve 36. maddelerine aykırılık sebebiyle İPTAL EDİLMİŞTİR.


Anayasa Mahkemesi, iptali talep edilen fıkrada; haklılık durumu gözetilerek uygulanabilecek istisnalar ya da belli bir üst sınır öngörülmeden, mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmayan tarafın yargılama giderlerinden tümüyle sorumlu tutulmasının ve vekâlet ücretinin tamamından yoksun bırakılmasının kişilere aşırı bir külfet yüklediği, kamu yararı ile mülkiyet hakkı ve mahkemeye erişim hakları arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi kişi aleyhine bozduğu ve bu itibarla orantısız bir sınırlamaya neden olduğu sonucuna ulaşmıştır.

 

İptal kararı, Resmî Gazete ‘de yayımlandıkları gün olan 18 Nisan 2024 tarihinden dokuz (9) ay sonra yürürlüğe girecektir.


Av. Simge Dağ




bottom of page