AYM’nin 26.07.2022 Tarihli Kararının Değerlendirilmesi
06 Ekim 2022 Tarihli ve 31975 Sayılı Resmî Gazete’de, Anayasa Mahkemesi’nin 26.7.2022 tarihli ve 2020/8844 Sayılı “Burcu Demirkaya ve Yücel Demirkaya Başvurusu” kararı yayımlanmıştır.[1]
Bireysel Başvuruya Konu Olay ve Kapsamı
Bireysel başvuruya konu olay; 22.7.2004 tarihinde bir yolcu treninin raydan çıkması sonucu meydana gelen ölüm sebebiyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Anayasa Mahkemesi, başvurucuların aynı olaya ilişkin ceza yargılamasının makul sürede sonuçlandırılmaması şikayetiyle, daha önce yaptıkları bireysel başvuruda yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir. [2]
Somut olaya konu başvuru ise belirtilen ihlal kararının verildiği tarihten itibaren yaklaşık 1 yıl 2 ay sonra tesis edilen tüm sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zaman aşımı nedeniyle düşme kararının bir kez daha etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
Anayasa Mahkemesi’nin Somut Olayı Değerlendirmesi
Anayasa Mahkemesince, somut olaya ilişkin bilirkişi heyeti raporuna atıf yapılarak; tren makinistleri için yarı oranda (4/8) kusur, üst yapının yetersizliği ve teknik donanımların aksaklığı için ise ilgili kamu görevlileri hakkında yarı oranda (4/8) kusurun tespit edildiğine değinilmiştir.
Anayasa Mahkemesi;
Tren makinistleri için açılan kamu davasının usul kaynaklı gerekçelerle bozulması ve ilgililer hakkında kamu davası zaman aşımı sebebiyle düşmüş olmasının ilgililerin cezalandırılamaması neticesini doğurduğunu,
Tren yolunun üst yapısındaki yetersizlikler, teknik donanımı sağlama ve denetimi konusunda kusuru bulunan kamu görevlileri hakkında etkili bir soruşturma yapılmaması ve haklarında açılmış olan hiçbir ceza davası bulunmaması nedeniyle ilgililerin cezalandırılmadığı sonucunu doğurduğunu,
tespit etmiştir.
Devletin Yaşam Hakkını Pozitif Koruma Yükümlülüğü
Anayasa Mahkemesi, devletin demir yolu taşımacılığı gibi tehlikeli bir faaliyet nedeniyle kişilerin yaşamı ve fiziksel bütünlüğüne karşı oluşan riskleri bertaraf etmek için kendilerine düşen pozitif yükümlülük kapsamında gerekli ve yeterli önlemleri almadığına karar vermiştir.
Bununla birlikte ceza yargılaması sürecine katılan adli makamların bilirkişi raporunda tren yolunun fiziksel yeterliliği, bakım ve onarımı ile teknik sistem eksikliği olarak tarif edilen kaza nedenlerine dayalı olarak sorumluluk ile ilgili bir tespit yapmadığını; kusurlu oldukları bilirkişi raporlarıyla tespit edilmesine karşılık cezai sorumluluğuna yargı organlarınca kesin olarak karar verilen kimsenin bulunmadığına kanaat getirmiştir.
Mahkeme sayılan nedenlerle başvurucuların yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Sonuç
Anayasa Mahkemesi bireyin yaşam hakkı karşısında devletin üzerine düşen pozitif yükümlülüğü yerine getirmemesi ve bilirkişi raporunda kusurları tespit edilen ilgililerin hiçbirinin cezalandırılmaması neticesinde başvurucuların yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve bu kapsamda başvuruculara ayrı ayrı manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir.
Av. Muhammed DOĞAN
Alp SATIBEŞE
Comments